17 Kasım 2024 Pazar

Tutku yok edilebilir ama yaratılmaz

🎬 Equus (1977)


Niçin aşkı yüceltmekten kendimizi alamayız? Tutkuyu?

Yanlış anlaşılmamalı, elde etmeyi, ele geçirmeyi, kavramayı, sahip olmayı değil, bilakis mahrum olduğumuzu/olacağımızı bile bile sevgilinin peşinden koşmayı, bir ömür boyu hakikatine bile değil, sadece hayaline secde etmeyi, tekmelenmeyi, itilip kakılmayı, yerlerde sürünmeyi, hepsinden de ötesi sahip olmaktan vazgeçip hiç değilse yakınına düşmeyi, civarında bulunmayı.

Mahrumiyet bu kadar mı haz verir insana?

Ne bulmak, ne olmak, bizzat aramak.

Bu kadar mı sağaltır?

Ararken çıldırmak.

Hastalığı şifaya dönüştüren muammanın adıdır acziyet. Hakkı verildiği takdirde duyguların en yücesi. Aşık'ın hal-i pürmelali.

Hal-i pür-melal hiçliğimizi bize geri verir ey talib. Hakikatimizi. İnsanlığımızı yani. Sahip olmayı küçültür gözünde Hz. İnsan'ın ve ona olmanın hayalini bahşeder.

Hakikati, aramaktır hal-i pürmelal'in. Bulmak ve olmak ise hayali. Acziyet ve mahrumiyet sayesinde. Işığın değil, gölgenin kıymetini. Nurun değil, zulmetin. Müphemin. Belirsizliğin. Boşuna kürek çekmenin. Yenilmenin tadını öğretir hüzün bize. Bile isteye yenilmenin. Ölürken gülümsemenin. Sadece yakınlaşmak için. Hepsi de kurbiyet uğruna. 

Sıfatlarından değil, vücudundan vazgeçen adamın tek talebi. Kurbanın olayım, diyenin değil, kurban olanın. Feda edenin. Talebi adına talebinden vazgeçenin. 

Ar namus da neymiş? Şeref ve izzet? Gurur ve haysiyet? Eşikte uykuya dalanın ne işi olur böylesi libas u melabisle? Üryandır o! Korunmasız. Savunmasız. Aciz.

Bir tek hayretten büyümüş o gözler, gözler sevgilinin ayak izlerini, ve en ufacık kıpırtıya duyarlı o kulaklar işitir onun çığlığını. 

Hali, hal-i pür melaldir aşkın. Safi hüzündür.

Equus (1977)

Panteon'un ilk on filmi içinde.

Bence.

A-normal'in hikayesi çünkü. Sıradışı olanın. Tutkunun. Dörtnala koşmanın.

Sidney Lumet'in başyapıtı sayılmalı. Ne 12 Angry Man (1957), ne de Verdict (1982).

Sinema ve Felsefe

Meraklısına :


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder